Aylardan beri beklediğim İspanya’ya gitme vakti gelmişti. Bu
gezi için sabırsızlanıyordum. Çok farklı bir deneyim, çok farklı bir macera
olacaktı benim için. Bazı şüphelerde vardı kafamda. Acaba nasıl bir gezi
olacak? Bir hafta yetecek mi ? Turda beraber olacağımız arkadaşlarım ve
hocalarım nasıl insanlar olacak diye.
Şüpheye düşmekle çok büyük bir hata yaptığımı daha ilk günden anladım.
Ben bu turu ablam sayesinde duydum. Kendisi İspanyolca dersi
alıyordu. Bir gün hocası İspanya’ya gezi düzenleme teklifinde bulunmuş ve böyle
bir organizasyon faaliyete geçmiş. İlk başlarda nedense hiç gitmek istemedim.
Daha sonra ikna oldum ve bütün pasaport vize işlerini hallettikten sonra gitmek
için istek ve merak başladı bende o günden sonrada gün saydım Eylül 17 olsun
diye.
Geziden birkaç gün önce Büşra hoca( İspanyolca öğretmeni)
mail attı hepimize. Yanımıza neler almamız gerektiği, neler yapacağımız
hakkında kısa bir şeyler ve hava alanında kaçta buluşacağımızı belirtmişti. Bu
maili okuduktan sonra daha da heyecanlandım. O kadar az kalmıştı ki gerçekten
gidecektik ve ben hala rüya sanıyordum.

Ve 17 Eylül sabahı geldiğinde heyecandan olsa gerek hemen
uyandım ve havaalanına gitmek üzere ailemle yola çıktık. Hava alanına
vardığımızda herkesle buluşuldu, check-inler yapıldı. Ailelerden ayrıldık,
pasaport-vize kontrolünden geçtik. Artık her şey hazırdı bizim için sadece
uçağa binip Barcelona’ya varmak kalmıştı. Sabahın erken saatlerinde
kalktığımızdan dolayı uçak yolculuğunu uyuyarak geçirdim. Zaten uyuyarak en
güzelini yapmışım çünkü dopdolu bir gün bizi bekliyordu. Çok yorulacağımız
belliydi en başından.
Sonunda Barcelona havaalanına indik. Sayılı günler
başlamıştı artık. Sadece 6 günümüz vardı gezmek, eğlenmek için. Herkesle yavaş yavaş konuşmaya tanışmaya
başlamıştık vize kontrolünü beklerken. Sıradayken gözümüze vize kontrolünü
yapan polisler çarptı. Herkes İspanyol erkeklerinin yakışıklı olduğunu
söyler zaten. Daha sonra öğrendik ki burada polisler sınavdan geçip öyle
alınıyorlarmış yani yakışıklı olmaları gerekiyormuş. Sohbet muhabbet derken
hava alanında işimiz bitti ve Barcelona panaromik turumuz için otobüsümüze
bindik.
Bu turumuz sırasında Marina, Gauidi yapıtları , Plaza De Catalunya, Colombus
sokağı, Plaza Espanya , La Sagrada Familia kilisesi, Via layetana, Calatrava
Kulesi, Casa batllo, Casa Mila, Park Guell ve Mont juic’i gördük. Turumuz bittikten sonra otelemize yerleşmeye gittik.
Sadece 1 saatlik bir aradan sonra hep birlikte toplaşıp akşam yemeğimizi
yiyeceğimiz yere gittik. Gittiğimiz yer bana İstanbul’daki Kumkapı’yı
çağrıştırdı. Çok güzel bir mekandı. Orada yedik içtik sohbet ettik hep beraber
ve artık ilk günümüzün sonuna geldik.
( La Sagrada Familia )
2. gün sabahında erkenden kalktık, otelde kahvaltımızı
yaptık ve otobüsümüze binip Girona’ya gittik. Orada aslan heykelini, Katedral
Meydanını, Mezulalı evleri, Yahudi
mahallesini ve Özgürlük meydanını gezdik. Girona’yı gezdikten sonra Figueras
kentine gittik Salvador Dali’nin müze evini gezmek için. Salvador Dali’nin
eserlerini iyice gezdikten sonra yarım saatlik boşluğumuzda hemen yemek yemek
için çok güzel bir İtalyan restoranına gittik. Bu İtalyan restoranındaki
yemekler o kadar lezzetli ve büyüktü ki çoğumuz tabağımızı bitiremedik. Tadı hala
damağımda bu yemeklerin. Akşam flamenko izlemeye gittik. İspanya’ya gidenlerin kesinlikle
izlemesi gerek bence. Muhteşem bir
flamenko gösterisi izledik ve ardından Barcelona sokakları dolaştık.
( Aslan Heykeli )
3.günümüzde Barcelona’dan Madrid’e geçtik otobüsümüzle. Sabah otelden bayağı erken bir saatte ayrıldığımız için önce herkes uyudu otobüste. Sonrasında ise çok eğlenceli bir yolculuk geçti. Şarkılar söyledik, danslar ettik. Madrid’e gelmeden önce Zaragoza’ya uğradık. Zaragozada mimarisi çok güzel bir kiliseyi dolaştık. 1 saatlik bir aradan sonra Madrid yolculuğumuza kaldığımız yerden devam ettik. Yine çok dolu bir gün bizi bekliyordu. Madridte de dolaşılacak çok yer vardı. Madrid Barcelona’ya göre biraz daha fazla tarih barındırıyor fakat Madrid’te Barcelona kadar şahane bir şehir. Barcelonada yaptığımız gibi panoramik tur yaptık burada da. Plaza Colon,Alcala kapısı,Gran via, Plaza de Toros’u gördük. Gece Madridte Joy Eslava diye bir cluba gittik ve sabaha kadar eğlendik hep beraber.
( Zaragoza- Basilica De Nuestra Senora Del Pilar )
( Plaza De Toros)
4.gün hep beraber Toledo’ya gittik.Toleda çok güzel bir
yerleşim ve her yeri tarih kokuyor. Buraları da dolaştıktan sonra hepimize serbest
zaman verildi. Önce hep beraber Plaza Mayor’un yakınlarında çok güzel bir
restorantta yemek yedik ardından herkes dilediğince alışveriş yaptı, etrafı
dolaştı. Biz biraz alışveriş yapıp ardından bir yerde dinlenmeyi tercih ettik.
2-3 saatlik serbest zamandan sonra yine çoğumuz bir araya gelerek yemek
yedik. İspanya’nın meşhur yemeklerinden
olan Tapas ve Paella’dan tattık. Ben yemek ayrımı yapan biri olmama rağmen
Tapas’ı ve Paella’yı çok beğendim. Aslında herkes çok yorgundu. Amacımız yemek
yediğimiz yerden erkenden kalkıp otelde dinlenmekti fakat çok güzel bir sohbet
benim yorgunluğumu almıştı ve yine geç saatte otelemize vardık.
Artık son günlere yaklaşıyorduk çok mutluydum fakat yavaş
yavaş hüzün sarıyordu her yerimi çünkü gerçekten çok güzel bir yerdeydik ve buradan
İstanbul’a dönmek istemiyordum.
5.gün Madridten Barcelona’ya
döndük. Barcelona’ya girmeden önce La Roca isimli outlet mağazını gezdik. Bu akşam
son gecemizdi herkesle konuştuk ve hep beraber yemek yemeğe karar verdik. 1-2
saatlik serbest zamanın ardından yine bu sefer başka bir yerde olan İtalyan
restoranına gittik. Çok güzel bir akşam oldu hepimiz için. Sohbet ettik hep
beraber fotoğraflar çekildik. Doyasıya güldük eğlendik. Gecenin sonunda
otelimize vardık ve ertesi günkü yolculuğumuz için hazırlıklarımızı tamamladık.
Artık bu güzel ülkedeki son saatlerimizdi. İstanbul'a
geldiğimiz zaman bunlar bizim için anı olarak kalacaktı. Güzel ve eğlenceli bir
uçuşun ardından İstanbul’a vardık ve hepimiz için ayrılma vakti geldi. Uçaktan
indiğimizde fark ettik ki ismi okulumuzun ismiyle aynı olan ‘’ Işık ‘’ adlı
uçakla gelmişiz :)
Gerçekten sadece 1
haftada tanıdığım bütün arkadaşlarımı, hocalarımı o kadar çok sevdim ki
ayrılmak çok zor oldu benim için. Çok eğlenceli, sıcakkanlı, anlayışlı ve
bilgili iki tane hocaya sahiptik. Bizimle çok ilgilendiler, ne istediysek
kırmadılar yaptılar. Turumuzun çok güzel geçmesi için ellerinden gelen her şeyi
yaptılar ve o kadar uğraşmalarına değdi. Bizi çok mutlu ettiler. Büşra hocama ve Birol hocama çok teşekkür ediyorum bu gezi için. Hem mutluydum
böyle harika bir gezi geçirmiştim hem de üzgündüm çünkü hemencecik sonuna
gelmiştik. Çok şanslıydım böyle bir yeri görüp dolaşabildiğimiz için, çok
şanslıydım böyle güzel insanlarla tanıştığım için ama gerçekten sayılı günler hızlı geçiyormuş. Hayatımdaki 1 hafta o kadar hızlı geçti ki. Tempolu,
yorucu ama bir o kadar da şahane. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı ve daha da
fazla gezseydik. Bu harika gezi bitmeseydi. Bu kadar az zamanda çok yeri görüp
dolaşmak, çok iyi insanlarla bir arada olup eğlenmek benim için paha biçilemez
bir şeydi.
Şimdi İspanya'da çekildiğimiz fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum. Bir daha ki turda görüşmek üzere. Her şey için herkese çoook teşekkür ederim!
Sevgiler...
Şimdi İspanya'da çekildiğimiz fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum. Bir daha ki turda görüşmek üzere. Her şey için herkese çoook teşekkür ederim!
Sevgiler...
( Colombus Heykeli )
(Park Güell)
(Hansel-Gretel)
( İlk Gece Yemeğimiz )
( Tinglado )
( La Tagliatella )
(Flamenko)
(Hard Rock Cafe)
( Zaragoza )
( Plaza De Toros )
( Real Madrid'in yendiği her maçta geldiği yer )
( Plaza Mayor )
( Estadio Santiago Bernabeu - Real Madrid Stadı )
( Alcala Kapısı )
( Toledo )