Sarmaş dolaş
otururken birden bana ‘’ hayal et şimdi bir paraşütteymişiz gibi’’ dedi.
Ürperdim korktum bir an, sonra onun yanımda olacağını bildiğimden cesurca hayal
ettim o sahneyi. Hissettim o anı. Sonra aklıma geldi benim yüksekten korktuğum,
gözlerimi açtım yavaşça bana bakıyordu. ‘’ssh kapat gözlerini ve hayalini
kurmaya devam et ’’ dedi. Yüksekten korktuğumu bile bile neden bana böyle bir
hayal kurduruyor ki diye düşündüm. Düşündükçe cevabını bulamadım aman dedim
vardır bir bildiği. Vardı bir bildiği. O hayalde benden nasıl
uzaklaşabileceğini hissettiriyordu bana. Paraşütte ikimiz, çok yükseklerdeyiz
korkudan her yerlerimin titrediğini göre göre tutup korumuyordu beni. Ben ona
sokulmaya çalıştıkça kaçıyordu benden. Şaşkın, korkulu gözlerle etrafa
bakınıyordum. Ne yaptığını anlamlandıramadığım bir hayalin içinde tek başıma
hissediyordum. Derken kurduğum hayalimde tektim artık. Göremiyordum onu,
hissedemiyordum. Bir boşluktaymışım gibi hissettim, sanki biri gelip uçurumun
kenarından itmişti beni. Gözlerimi açmak istiyordum ama ısrarla bu hayalin sonunu
merak ediyordum. Ben korkulu gerçeğimle yüz yüzeydim hayalimde. Güvendiğim
insanı hayalimde bile göremiyordum yanımda. Oysa şuan tamda sarmaş dolaş
oturuyorduk kanepede. Birden aklıma beni ayrılığa hazırladığı geldi. Ya öyleyse
diye düşünürken, gözlerim korkuyla açıldı. Gözlerimiz buluştu. Gerçekleri
anlamış gibi söze atıldım. Susturdu beni.
İki dakika önce gülüp eğlendiğim kişi bir yabancıymış gibi gözlerini
kaçırıyordu şimdi. Hani derler ya insanı en çok sevdiği üzer diye. Oysa beni ne
kadar sevdiğini önemsediğini söylüyordu 10-15 dakika önce. Anılarımız,
tecrübelerimiz vardı bizim. Söz vermişti hem bana daha neler öğrenecektik
beraber daha neler yaşayacaktık. O söylemeden terk etmek istedim onu. Üzerime
ağırlık çöktü yapamadım. Gözlerimden yaşlar akmak istedi durdurdum. Yağmurlu
İstanbul gecesine ne de yakışır bir sahneydi bizimki. Saatlerce konuşmadan
durduk dip dibe. Tek bir kelime bile çıkmadan oturduk saatlerce. Sigaranın biri
bitti diğerini yaktı artarda. Oysa zaten o bırakıp gidecekti sigaraları neden o
kadar çok içti ki? Söylenecek tek bir kelime bile yokken gözlerimiz
konuşuyordu. Anlıyordum onu. Bana hayalimde hissettirdi biteceğini bu
ilişkinin. Herkes yalnızlığı yaşamalı. İhtiyacı vardı yalnızlığa, bensizliğe.
Üzerimde bir tişört ve eşofmanla bahar yağmurunun altına attım kendimi.
İstanbul’un ara sokaklarında yağmura inat hızlı hızlı yürüyordum. Birilerine
ihtiyacım olan bir anda o kadar yalnızdım ki. Öyle güzel anılar biriktirmiştim
ki onunla hatırladım yalnızlığımda. Hatırladıkça güldü gözlerim. Anılarımı
kaybetmemek için yalnız kalıyorum bu sefer. Onlar sahipsiz kalsalar yok olurlar
çünkü.