4 Mart 2015 Çarşamba

İnce Çizgi


Sarmaş dolaş otururken birden bana ‘’ hayal et şimdi bir paraşütteymişiz gibi’’ dedi. Ürperdim korktum bir an, sonra onun yanımda olacağını bildiğimden cesurca hayal ettim o sahneyi. Hissettim o anı. Sonra aklıma geldi benim yüksekten korktuğum, gözlerimi açtım yavaşça bana bakıyordu. ‘’ssh kapat gözlerini ve hayalini kurmaya devam et ’’ dedi. Yüksekten korktuğumu bile bile neden bana böyle bir hayal kurduruyor ki diye düşündüm. Düşündükçe cevabını bulamadım aman dedim vardır bir bildiği. Vardı bir bildiği. O hayalde benden nasıl uzaklaşabileceğini hissettiriyordu bana. Paraşütte ikimiz, çok yükseklerdeyiz korkudan her yerlerimin titrediğini göre göre tutup korumuyordu beni. Ben ona sokulmaya çalıştıkça kaçıyordu benden. Şaşkın, korkulu gözlerle etrafa bakınıyordum. Ne yaptığını anlamlandıramadığım bir hayalin içinde tek başıma hissediyordum. Derken kurduğum hayalimde tektim artık. Göremiyordum onu, hissedemiyordum. Bir boşluktaymışım gibi hissettim, sanki biri gelip uçurumun kenarından itmişti beni. Gözlerimi açmak istiyordum ama ısrarla bu hayalin sonunu merak ediyordum. Ben korkulu gerçeğimle yüz yüzeydim hayalimde. Güvendiğim insanı hayalimde bile göremiyordum yanımda. Oysa şuan tamda sarmaş dolaş oturuyorduk kanepede. Birden aklıma beni ayrılığa hazırladığı geldi. Ya öyleyse diye düşünürken, gözlerim korkuyla açıldı. Gözlerimiz buluştu. Gerçekleri anlamış gibi söze atıldım. Susturdu beni.  İki dakika önce gülüp eğlendiğim kişi bir yabancıymış gibi gözlerini kaçırıyordu şimdi. Hani derler ya insanı en çok sevdiği üzer diye. Oysa beni ne kadar sevdiğini önemsediğini söylüyordu 10-15 dakika önce. Anılarımız, tecrübelerimiz vardı bizim. Söz vermişti hem bana daha neler öğrenecektik beraber daha neler yaşayacaktık. O söylemeden terk etmek istedim onu. Üzerime ağırlık çöktü yapamadım. Gözlerimden yaşlar akmak istedi durdurdum. Yağmurlu İstanbul gecesine ne de yakışır bir sahneydi bizimki. Saatlerce konuşmadan durduk dip dibe. Tek bir kelime bile çıkmadan oturduk saatlerce. Sigaranın biri bitti diğerini yaktı artarda. Oysa zaten o bırakıp gidecekti sigaraları neden o kadar çok içti ki? Söylenecek tek bir kelime bile yokken gözlerimiz konuşuyordu. Anlıyordum onu. Bana hayalimde hissettirdi biteceğini bu ilişkinin. Herkes yalnızlığı yaşamalı. İhtiyacı vardı yalnızlığa, bensizliğe. Üzerimde bir tişört ve eşofmanla bahar yağmurunun altına attım kendimi. İstanbul’un ara sokaklarında yağmura inat hızlı hızlı yürüyordum. Birilerine ihtiyacım olan bir anda o kadar yalnızdım ki. Öyle güzel anılar biriktirmiştim ki onunla hatırladım yalnızlığımda. Hatırladıkça güldü gözlerim. Anılarımı kaybetmemek için yalnız kalıyorum bu sefer. Onlar sahipsiz kalsalar yok olurlar çünkü.